Kalabalıkların Bilgeliği

Kalabalıktan yayılan bir düşünceyi ne zaman doğru kabul ederiz? Ve ne zaman bizim için yanlış olur o düşünce, ne zaman kabul dahi edilemez bir yargıya dönüşür?

Gelin, bu yazımızda soruların cevaplarını bulmaya çalışalım.

Francis Galton Platon’un Devlet adlı kitabını okumuş ve burada edindiği düşüncelerle kitlelerin hatalı kararlar aldığını ve ülkelerin eğitimli bir azınlık tarafından yönetilmesi gerektiğini savunmaya başlamıştır. Kitlelerin kararlarını ölçebilmek için de Plymouth kentinde her yıl yapılan “Kesilen Sığırdan Ne Kadar Et Çıkar?” yarışmasına katılır.  Yarışmacılar bir kısmı kasap, çoban ve bilgisi olmayan 800 kişiden oluşan bir kitleyi oluşturmaktadır. Galton, yarışma bittiğinde başvuran kişilerin biletlerini almış ve tahmin edilen sayıların toplamını kişi sayısına bölerek tahminlerin ortalamasını hesaplamıştır. Tahminlerin ortalaması 538.65 kg iken sığırdan çıkan etin kilosu ise 539 kiloya sahipmiş.

Galton burada yaptığı araştırmasını 1907 yılında Nature dergisinde Vox Populi(Halkın Sesi) başlığı ile kaleme almıştır. Bu makaleye, içinde bulunulan demokratik zamanlarda halkın kararlarının doğruluğu ve güvenilirliğini kapsayan araştırmaların ilgi çekici olacağını yazarak başlamıştır. Bu tez 2004 yılında James Surowiecki tarafından yazılan “The Wisdom Of Crowds” kitabında detaylı bir şekilde ele alınmıştır.

Doğru koşullar altında kalabalıkların bilgeliğinden yararlanılabilir. Peki, nedir o koşullar?

1. Kalabalığın Birbirinden Bağımsız Düşünen ve Birbirinden Etkilenmeyen Kişilerden Oluşması

Bu maddede içinde bulunduğunuz kalabalık ortamları düşünmenizi istiyorum. Siz, o ortamda çekinmeden, kimseden etkilenmeden fikrinizi belirtebiliyor musunuz?

Belirtebiliyor ve farklı düşüncelerle orayı besleyebiliyorsanız şanslısınız demektir.

Çoğu kişi böyle bir şansa sahip değil. Böyle yürütüldüğünü savunan ekip sayısı çok fazla olsa da neticede ekip üyeleri aynı fikirde olmuyor. Bu şekilde işleyişe alışık olmayan da var, kabul etmeyen de. Farklı olanı kabul edemeyen, saygı duyulmayan ortamlarda kalabalığın bilgeliğinden bahsetmek ne yazık ki mümkün değil. Sürekli aynı fikirlerin onaylandığı, kendi fikirlerinizin sorgulanmadığı ya da başka fikirleri sorgulamaya izin verilmeyen bir ortamda, kişilerin ve ekibin gelişmesinden bahsedemeyiz. Bu kolay yola boyun eğmek de bizi aynı şekilde düşünmeye zorlamaktan başka bir seçeneğe de sürüklemeyecektir.

2. Merkeziyetsizleştirme

Bu madde ise ekip liderleri ile ilgilidir. Ekip liderleri, ekibi ilgilendirecek her konuda onlar adına karar vermemelidir. Verilmek istenen bir karar ekipteki herkes tarafından sorgulanmalı, ortak bir paydada buluşulmaya çalışılmalıdır. Aksi taktirde kalabalıkların bilgeliğinden değil, liderin kendi doğrularından bahsetmek durumunda kalınacaktır.

3. Güven

Ekibin her bir üyesi grubun adil olduğuna, gruptan çıkan kararların hakkaniyetine güvenmelidir. Günümüzde güven kısmında da bazı sorunlar olduğunu görebiliriz. Ekiplerin ortak paydası adı altında verilecek kararların her kişi için kabul edilebilir olması gerekirken, ekipteki bazı üyelerin kişisel çıkarları göz önünde bulundurulmaktadır. Bu durumda da bir bilgelikten değil, kişisel çıkarlar düşünülerek verilen bir karardan bahsedebiliriz ancak. Böyle bir durumda ekip üyeleri gruba olan saygısını yitirecek ve düşüncelerini güvenmediği bir ortamda rahat bir şekilde dile getiremeyecektir.

Konumuzun en başına dönecek olursak Galton’un deneyine benzer TRT Belgesel ekibinin yaptığı çalışmayı da izleyebilirsiniz.

Konuya nokta koymadan Atatürk’ün bir sözüne de yer vermek isterim.

“Bütün ilerlemeler, insan fikrinin eseridir. Fikri harekete getirmek, birinci işimiz olmalıdır. Bir kere millet benliğine hakim olsun ve düşünebilsin, yeter! Başlangıçta hatalı düşünse de, az zaman sonra bu hatayı düzeltebilir. Fikir bir kere faaliyete başladı mı, her şey yavaş yavaş düzene girer ve düzelir. Fikrin serbest hareketi ise, ancak bireyin düşündüğünü serbest olarak söylemek, yazmak ve verdiği karara göre her türlü girişimde bulunmak serbestisine sahip olmakla mümkündür.”

Herkese sağlıklı günler dilerim.

One response to “Kalabalıkların Bilgeliği”

Leave a comment