Gün içinde birçok konu için bir seçim yapmanız gerekir. O seçim aşaması her konu için olmasa da bazı konular için bizi zor durumda bırakır. Ve bazen de çıkmaza sürükler. Öyle anlarda ne yapacağımızı bilemeyiz, yaşam çok zorlu görünür ve o karar anı bizi terletir. Özellikle hızlıca karar vermemiz bir konuysa…
Kararsızlık; gün içerisinde çok kez, kendimi içinde bulmak zorunda kaldığım bir duygu karmaşasıdır ve bu karmaşa sadece kendime zarar vermeme neden olur. Hangisini seçsem? Bunu yaparsam ne olabilir? (Ve gerçekten her iki durum için karşılaşabileceğim senaryoyu kafamda oluşturur, seçimlerinde bu senaryoyu mutlaka kullanmaya çalışırım.) diğerini seçersem ne olacak? her iki durum için de en kötü neyle karşılaşabilirim?
Benim gibi kararsız olanlar varsa aramızda ne demek istediğimi kolaylıkla anlayacaklardır. O ruh anı çok stresli bir andır ve en çok içinden çıkılmak istenilen an olsa bile, çıkışı kendimize göstermemiz büyük bir sabır ve çaba gerektirecektir. Peki, bu durumu nasıl çözeriz?
Küçük bir araştırma turuna çıkarsanız, çok fazla çözüm önerisiyle karşılaşacaksınız demektir. Bunlardan çoğu, zaman zaman denediğiniz şeyler de olacağı gibi bazı kuralları hiç duymamış olabilirsiniz. Hayatınızdaki ciddi kararlar için tabi ki uzun uzadıya o çözüm önerilerini deneyimlemek elbette ki daha doğru olacaktır. Şimdi sizlere kendi hayatımda uyguladığım bir çözümden bahsedeceğim: 2 dakika kuralından. Ancak burada önemle belirtmek isterim ki ciddi kararlar için bu kuralı uygulamak çok da doğru sonuç almanızı sağlamayabilir.
Hazırsanız başlıyorum anlatmaya. Gün içinde karar vermek için çıkmaza düştüğünüzde kendinize sadece 2 dakika verin. 2 dakikayı aşmadan uygulayın o kararınızı. Bu kadar basit! Çünkü bazı kararlar zamanımızdan çok yiyor. En azından benim için öyleydi. Hayatta küçük büyük fark etmez, sadece bir karar vermek, seçim yapmak için süremizden bu kadar büyük miktarı çalmak bana çok da anlamlı gelmiyordu. O nedenle denemem gereken bir yöntem bekliyordu beni orada. Bu tekniği muhtemelen bir podcastte ya da videoda duydum ancak tam olarak bir yere not etmediğim için size bir kaynak gösteremiyorum maalesef. Ancak bu konuda net bir bilgiye sahip olan varsa lütfen bizi bilgilendirsin 🙂
Her seçiş bir vazgeçiştir derler. Doğru bir söz ama o vazgeçmenin yarattığı pişman olur muyum acaba sorusu sonsuz bir kararsızlık yığını yaratıyor önümüzde. Bundan sonraki her karar anının zamanını etkiliyor böylece. Bazı şeyler için o kadar da ayrıntılı düşünmemek gerekiyor. Yap gitsin işte. Seç gitsin. Uzun uzadıya düşünüp karar verdiğin şeylerin sonunda da hayal kırıklığı yaşadığın olmadı mı hiç? Üzüldüğün ya da keşke yapmasaymışım dediğin? Kendimizi korumak için en doğrusunu seçmeye çalışıyoruz ama gelecek için hangisinin doğru olduğunu hiçbir zaman bilemeyeceğiz. O yüzden çok yorma kendini. Vazgeçmeyi de bil, seçim yapmayı da. Kaybedeceklerini çok düşünme ya da fırsatlarını. İki yol var önünde. Bırak bile bile zorlu olanı seçmiş ol. Zorlan. O zorlandıkların yepyeni bir ayrımı çıkarır belki? O yaşadığın zorlu süreç, hayal kırıklıkları ilerideki adımında sana yardım eder ya da? Bilemezsin. Hiç kimse bilemez ama doğruyu seçmem gerek diye zorlama kendini. Yoksa hayatımız karar vermek için harcadığımız kocaman bir hiçlik kutusuna döner. Doğru dürüst hiçbir şey yapamadığımız zaman harcayıcı anlar. Sadece 2 dakika. Düşünebildiğin kadar düşün ve stres yapma o anlar için. Sonuç nereye götürür kim bilir?
Umarım biraz da olsa karar vermeni hızlandırır bu yöntem. Kendine ve hayatına sahip çıkabilmen dileğiyle…
Sevgilerimle.
Leave a Reply