Yüzleşme 6 – Zor Adımı Atalım Mı?

Herkese merhaba.

Geçtiğimiz hafta üniversiteler için bir tercih haftasıydı. Bu bölümü okusam kolay iş bulabilir miyim, bu bölümü okusam KPSS beni çok zorlar mı, maaşı ne kadardır, hangi üniversite daha kolaydır vs. vs. gibi farklı sorularla karşılaştım. Elimden geldiğince yardımcı olmaya çalıştım ancak şu kolaya kaçma durumumuzun içler acısı tablosu beni bu yazıyı yazmaya itti.

17-18 yaşlarındaki bu kişilerin gerek ailelerinin yönlendirmesi, gerek çevredeki bilgili(!) kişilerin yönlendirmesi ile her şeyin kolay elde edileceği bir dünyaya adım atmak istemesi hem doğal bir süreçti hem de değiştirilmesi gereken bir süreçti benim için. Çünkü biz doğduğumuzdan beri etrafımızda duyduğumuz, gördüğümüz, tanıdığımız tüm kişilerin hayatlarında tek istediği şey bir başarıyı, maaşı, işi, görevi KOLAY elde etmekti. Doğal olarak biz de bu çevreden etkilendik ve her yaptığımız işte önümüze sunulan seçeneklerin hep kolay olanını seçtik. Kolay olanını seçme şansımız olmadığında, çaresizce işimizin başına geçtik ve yaşayacağımız tüm süreçlerin hızlıca geçmesini diledik.

Kolay olan durumları yapmaya çalıştıkça, pek de fazla adım atmış olmuyoruz. Aksine hep aynı alanda duruyoruz ve bu bizim konfor alanımızdan çıkmamızı zorlaştırıyor. Bu alanda kısıtlı kaldığımızı fark etsek de o ZOR adımı atarak konfor alanından çıkmaya çalışmıyoruz. Bazılarımız için o alan yeterli gelirken, bazı kişiler için ise alandan çıkmanın daha iyi bir hayatı sergileyecek olması bilinse de o adımı attıktan sonra gelecek zor koşulların etkisi altında kalmak istemez. Çünkü biz biliriz ki, o atılamayacak adım sona ulaşana kadar başka zor adımları atmamızı da gerektirecektir.

Tüm bu zorlukların aşılamaz bir dağ olduğunu kabul ettiğimiz sürece, herhangi bir yol kat edemeyeceğiz. Zorlukların başarısı anlatılır hep, çevremizde gördüğümüz tüm bu başarı hikayeleri yerinde oturanların değil, ayağa kalkıp engelleri aşarak final çizgisine ulaşanlarındır. Ve onların asla bir final çizgileri olmaz. Hep daha fazla yolları vardır ve bu yolu yürümekten vazgeçmezler.

Bu olguları bildiğimiz halde neden başkalarına, çocuklarımıza ya da kardeşlerimize kolay olanı seçmeleri için yol gösteririz? Mutlu olmayacakları halde kolay olanı seçtirmek onu daha mı mutlu edecek? Veya KPSS’den yüksek not alıp atanmasını sağlayacak mı?

Bu soruları iyice düşünüp irdelemek gerek. Kendimize göre zor dağları, zor yolları bulup geçmek için o ilk adımı atmak gerek. Belki yolda başkaları ile tanışacağız, belki farklı şeyler öğrenip aslında daha önce bildiğimiz şeylerin doğru olmadığını öğreneceğiz, belki de bu yolun bizi mutlu etmediğini görecek ve başka bir zor yolu seçeceğiz. Ama sonunda “Denedik ve yaptık.” ya da “Yapamadık ama iyi bir tecrübe edindik.” diyebileceğiz. Bence bu iki cümle de konfor alanından bakıp dışarıda olanları hayranca izlemek yerine söylenmeyi hak ediyor. Ne dersiniz, deneyip o zor adımı atalım mı beraber?

Advertisement

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s

%d bloggers like this: