Zihnimden Notlar 6 – Haftayı Tek Bir Güne Sığdırmak

Herkese merhabalar.

Uzun zamandan sonra zihnimden notlar serisi ile karşınızdayım. Bu bölümde konuşmak istediklerim Pazar günü zihnimden geçse de Çarşamba günü okuyucusuyla buluşmuş, muhtemelen de Perşembe günü yayınlanmaya başlamış olacak. Konumuz: amaçları bir güne sığdırmak.

Haftalardır her güne, az olacağını düşünsem de, çeşitli hedefleri gerçekleştirmek umuduyla planlayıcıma ekliyorum. Her gün, bir öncekinden daha yorgun devam ediyorum ve her gün yarın yaparım sözüyle kapatıyorum planlayıcımın kapağını. Ve hafta sonuna geldiğinde, elimde kocaman yapılamayanlar listesiyle baş başa bırakıyorum kendimi. O tiksiz liste o kadar rahatsız edici oluyor ki, hafta sonumu sadece onları tamamlamaya çalışacağıma dair kendime söz versem de, yorgun vücudum o yükün altına giremiyor ve tiksiz listenin düzeleceğini umarak bir sonraki haftaya yine aynı planı yaparak devam ediyorum. Bu döngü haftalardır devam ediyor ancak Pazar günü haftayı kurtarma günü ilan edilse de, kendine yakışanı yaparak o günü başka günlerin hatası yüzünden hedefleri tamamlama imkanı sağlamıyor bizlere. Çünkü beynimizin içinde hep aynı yankı “Ne zaman yapacağız? Ne zaman bitireceğiz? Ne zaman dinleneceğiz?” vs.

Anlaşılacağı üzere altı gün bir güne sığdırılamıyor. Sığdırılmaya çalışılırsa, takip eden birkaç günü de ardına takıp gidiyor. Bizler de döngülerimizde, verimsizliğimizin yarattığı o huzursuz duyguyla oturup duruyoruz. Yüzleşme cesareti bile bulamadan. Çünkü her hafta yeni bir umutla başlasak da, gelecek haftanın da peşinde sürüklediği yeni gündemler olacağını tahmin edebiliyoruz. Biliyoruz ki yine yorulacağız ve yeniden tiksiz listelerimizle başa dönmeye devam edeceğiz. Ve Pazar günü geldiğinde de tüm hedefleri bu güne sığdırmaya çalışacağız.

Peki, nasıl kurtulacağız bu durumdan?

Kendinize ayıracağınız zamanı belirleyin.

Bence en önemli madde bu. Biz, önümüzde her ne olursa olsun en önce kendimizden vazgeçmeyi seçiyoruz maalesef ki. Kendimize zaman ayıramadığımız her gün, bir adım daha kendimizden uzaklaşıyoruz ve bir zaman sonra da ne istediğimizin, ne yapmak istediğimizin pek bir önemi kalmıyor. Tanıyamayacağımız bir kişiye dönüşüyoruz ve sonra tanımak için de çaba sarf edecek enerjiyi içimizde bulamıyoruz.

Kendi zamanınızı planlayın.

Kendimize ayıracağımız zamanı belirledikten sonra en önemli süreç o zamanı planlamak. Hatta bunu belli saatler içerisine sığdırabiliyorsak alışkanlık haline getirebilmemiz de çok daha kolay olacaktır. Örneğin 18:00-19:00 arası spor yapacağım, yürüyüşe çıkacağım gibi.

Dinlenin.

İş ya da dersler yüzünden asıl hedeflere çok vakit kalmasa da dinlenmeden bir işe başlamak o işin verimliliğini de etkileyecektir. Molalı hedefler koyalım kendimize ve o molaları hareket ederek geçirelim.  Pomodoro tekniğini bu süreçte kullanmak işimize yarayacaktır.

Kaliteli uykuya dikkat edin.

Birçok bilimsel çalışma gösteriyor ki uykuyu alabilmek hem o günü hem de beden ve ruh sağlığını önemli derecede etkileyen bir faktör. Genellikle yoğun çalışma temposunda ilk vazgeçtiğimiz şey uyku süremiz oluyor.  Kendiniz için doğru uyku saatini bulalım ve düzenli olarak o uykuyu aldığımızdan emin olalım.

Plan İçin 2 Gün Kuralı:

Bazı spesifik durumlarda gerçekten de kendimize ayırdığımız zamanı işle ya da dersle doldurarak geçirebiliyoruz. Bu durumlarda doğal olarak hedeflerimiz yarına sarkmak durumunda kalıyor. İşte böyle durumların ihtimaline karşı 2 gün kuralını alışkanlık haline getirebiliriz. Kural şu:

Örneğin bugün kitap okuma hedefini gerçekleştiremediniz. Ama yarın o hedefi gerçekleşmek durumundasınız. 2 gün kuralı ardı ardına 2 gün, verdiğiniz hedefi ertelememeniz gerektiğini söyler. Bu şekilde de hedefleri takip edebilir, zorlu durumlarda bu kuralı kullanarak kendinizi rahatlatabilirsiniz.

Böylelikle zihnimden notlar altıncı yazısını da tamamlamış oldu. Pazara haddinden fazla yük bindirmediğiniz, zamanı yönetebildiğiniz günlerin olması dileğiyle…

Leave a comment