2021’in ilk yazısından herkese merhabalar 🙂
Herkes için farklı etikete sahip bir yıldı 2020. Kimileri için kendisini keşfe çıktığı bir yıl olurken, kimileri için ise her günü birbirinin kopyası haline getiren bir yıl oldu. Tabi hepimize yeni şeyler de kattı: Evlerde sosyalleşmeyi, maskelerin altında yatan duyguları okumayı öğretmeyi vs. Şimdi yeni bir yıla yeni umutlarla ve yeni planlarla girmiş bulunmaktayız.
Her yeni bir yıl geçmişin derslerinden arındırılmış bir başlangıcı temsil eder. Bazen de bu başlangıç bizim bahanemiz olur. Tertemiz bir sayfa açmış hissederiz. Bu durum, geride bıraktığımız hatalı yolun sorunlarını tekrar yaşamayacakmışız gibi düşündürür bize ve bu his de yeni yol için hevesimizi arttırır. Yolda da ara verip süreci gözde geçirmek ve ne durumda olduğumuzu sorgulamak da diğer senede atacağımız yeni yolu şekillendirecektir.

Yeni olan her şey güzeldir ve hayatımızı renklendirir. Bu çeşitli renkleri hayatımızın belirli yerlerine serpiştirme görevi tamamen bizim sorumluluğumuzda. Gelin, bu yazıda renklerimizi belirleyelim ve nerelere serpiştireceğimizi kararlaştıralım.

Hepimizin içinde yaşadığı duygular aynı olaylar farklı olsa da. Bu nedenle renk tercihlerinizi size bırakıyorum. Duygularınız sizde hangi rengin canlanmasını sağlıyorsa o rengi alıp devam edelim.
Kafamda canlandırdığım ve her ana iyi geleceğine inandığım bir duygudan başlamak istiyorum: neşe. Saygıdeğer bir büyüğüm küçüklüğümden beri bana hep şunu söyler. “Nereye gidersen git, her ne yaşarsan yaşa. Neşeni kaybetme.” Bizim de neşemizi yanımızda bir çanta gibi taşımamız lazım işte bu nedenle. İnişler çıkışlar yeni yolda da hep olacak, neşe de o yolda hep yanımızda durmalı ki hem biz o anı kabul edelim motivasyonumuzu kaybetmeden, hem de o inişin getirdiği ani patlamaların başkasını incitmesine izin vermeyelim. Bu nedenle hep önemli bir renk olmalı o yolda.
Neşeyi tablomuza yerleştirdikten sonra olmazsa olmaz bir duyguyu daha ekleyelim: heyecan. Bir şeye anlam katan en özel duygulardan biri bence. Yaptığımız her ne ise onu başarabilmek, başarısının yolumuza anlam katabilmesini sağlayabilmek ve en önemlisi bizi devam etmeye zorlayan, o adımın başarı veya başarısızlığının getirdiği hazzı doyasıya yaşayabilmek için en gerekli duygulardan biri. Fırçamıza bu rengi de bulaştırdığımıza göre sıradakine geçebiliriz.
Gelecek istasyon: Sabır. Sabır bir duygu mudur diye sorarsanız değildir bence. Yine de tabloya eklenecek kadar önemli bir renk olduğunu düşünüyorum. Çünkü bazen adımlar beklentimizin dışında uzun gerçekleşebilir. Birinci adımın sonucu biz beşinci adımdayken gerçekleşebilir ya da birinci adımla ikinci adım arasında hedeflediğimiz süre 1 ay iken, 5 ay geçmiş olmasına rağmen ikinci adıma geçememiş de olabiliriz. Hızlandırmak için alternatif düşünülebilir ama her hedefte alternatifler işe yaramadığı gibi hayal kırıklığına da sebep olabilir. Bu nedenle her zaman bir köşede nokta da olsa durması gereken bir renktir.
Tabloya ekleyeceğimiz ve sıklığını arttıracağımız yeni renk, durak ve dinlenme noktaları. Siz bu noktalara ne dersiniz bilmiyorum ama ben sakin bir an diyeceğim. Yol çok uzun. Yorucu. Dinlenmeye ihtiyacımız olacak. Kendimizi ne kadar iyi hissedersek o kadar değişebiliriz, o kadar tadını çıkarabiliriz yolun. Bu yüzden düşünelim. Ne kadar molaya ihtiyacımız var bu yolda?

Unutmayın, her sakin bir an sizin kendinizle tanışmanız için en uygun an olarak kalacak. Değişiminizin en yakın takipçisi olmak istemez misiniz?
Eminim daha eklenecek birçok duygu, düşünce vardır 2020’de ders aldığınız. Duyguları kökten değiştirmek zor ama klasik bir cümle ile imkansız değil. Aynı hatalara düşmediğiniz, rengarenk bir tablo ile bitirebileceğiniz bir yıl olması dileğiyle…
Sevgilerimle.
Leave a Reply