Herkese merhabalar.
Yazı yazma konusunda iyi bir ivme yakaladığımı düşündüğüm dönemde müthiş bir yoğunluğa düştüm. Kafamı kaldırmam epey zamanımı aldı. Belki daha önce bir fırsat yaratabilirken kendime, sanırım ben tam da bu anı seçtim. Günler sonra merhabalar. Yoğunluk bazı şeyleri sorgulamama izin verdi, bazı şeyler için de kendimi bulmama yardım etti. Mesleğimi sorguladım önce, mesleğime karşı duyduğum sorumluluğu, daha önce öğrenemediğimi, beceremediğimi düşündüğüm işlere karşı kazanmaya başladığım yetkinliğimi ve iş hayatının bana katkılarını görebildim. Bunun için yoğun bir döneme ihtiyaç mı var ki diyebilirsiniz belki ama benim için varmış. O yoğun anlarda soluk alma vakti ayırdım kendime ve o vakitte bunları sorguladım.
Kendi alanımdan çıkmak ve yaptıklarıma, yapmak istediklerime uzaktan bakmak yeni bir sorgunun da doğmasına neden oldu: Olduğum yerden memnun muyum?
Olduğum yerden memnun olmak sadece yaptıklarımla alakalı bir durum değildi. Kişiliğim, davranışlarım, hedeflerim, hedeflerim için yaptıklarım ve yapmaya çalıştıklarımdı. Sonra kendime şöyle bir not bıraktım: Hayatı harcıyorsun, biriktirmeyi dene. Çünkü en başından hatta çocukluktan itibaren yapmak için çabaladığım, hayallerini kurduğum birçok şeye artık eskisine göre bir adım daha yaklaşmıştım ama bunlar için tek bir adımım kalmışken ben o adımı bir türlü atamıyordum. Erteliyordum ve o anda bildiğim bir şey vardı ki ertelemeye devam edecektim. Hayal kurmaya devam edecektim. Peki neden?

Cevabı çok basitti. Korkuyordum. O adımı atmamla birlikte artık o hayal yok olacaktı. Yeni hayaller edinmeye çalışacaktım kendime. Ve eski hayalimi gerçekleştirmek için çabalamak zorunda kalacaktım. Oysa hayalimde her şey çok basitti. Başarmıştım ve o başarı duygusunun getirdiği haz da hayalin beni mutlu etmesine imkan veriyordu. Ya onu başaramazsam ve hayallerim bir anda yıkılırsa? O zaman ne olacaktı? O zaman belki yeni bir hayal kurma cesareti bile gösteremeyecektim. Oysa şu anki ben, hayalimde onu başarıyordum ve bu durum beni gerçek olmasa da mutlu ediyordu. Bu nedenle bu anı bozmamak her anlamda benim için faydalı olacaktı. Ya da ben öyle sanıyordum.
Korku öyle güçlü bir duygu ki çözüme kavuşmayacaksa, bir ömrü bir uçuruma sığdırabilir. Bu duygu yüzünden öylece harcayıp dururuz günleri, bir hayat biriktirmeden geçip gider zaman. Önemli olan bu mu peki? Bence cevaplarımız aynı.
Nasıl aşacağız bu durumu diye araştırırken bir video ile tanıştım. Videodaki korkuyla ilgili başlığı taşıyorum buraya. Soru şu: Korkmasaydın neler yapardın? Burada tam 1 sayfa ayırıyoruz kendimize ve korkularımız olmasaydı neler yapmış olacaktık sorusunun cevaplarını kendimizce cevaplayıp yazıyoruz. Cevaplarımızın her birini en kolaydan en zora doğru sıralıyoruz. Daha sonra da en kolaydan başlayarak yapmaya çalışıyoruz. Bu kadar basit 🙂

Tabii ki anlatımı yapımından çok daha kolay ama denenmeye değer diye düşünüyorum. Çünkü biliyoruz ki, harcamak için değil biriktirmek için yaşıyoruz bu hayatı ve kendimizi hapsettiğimiz uçurumda yaşamak hiç bize göre bir iş değil 🙂
Sevgilerimle 🙂
Leave a Reply