Herkese merhaba.
2 haftalık bir nadastan sonra yeni bir arşiv bölümüyle sizlerleyim. Bu yazımın başlığı videonun başlığını değil, içeriğini karşılıyor ve evet, yine Barış Özcan videosuyla devam ediyorum bu serime.
Her zamanki gibi önce videoyu izleyerek başlayalım.
Barış Özcan’ı takip edenler bilir ki videolarındaki her detay için ciddi bir emek harcadığını izleyenlere hissettirir. Bu videoyu izlediğimde tahmin ettiğimden çok daha fazla emeğinin geçtiğini fark etmiş oldum. Ve o andan beri her bunu kendime hatırlatmak istediğim an, açar bu videoyu izlerim. Çünkü anlamlı bir sonuca ulaşmak istediğimde, o amaca kavuşmam için ne kadar çok çalışmam gerektiğini hatırlatır bana. Belki de bu yüzden hep şu atasözü gelir aklıma: Emek olmadan yemek olmaz.
Çoğumuz bize sunulan bir eşyada, hizmette, yemekte vs. sadece sonuca odaklanırız. Bu yemek tuzlu mu olmuş, çok mu sıcak, istediğim tatta mı diye bakarız. Eğer o şekilde değilse o yemeğin nasıl yapıldığını sormayız. Beğenmemişizdir çünkü. Bir daha o yemeği tatmak istemediğimiz için tarifini de merak etmeyiz. Ancak tam tersi olduğunda yani yemek tam bizim damak tadımıza hitap ettiğinde o merak duygusu kendini gösterir. O yemek için özel zaman ayırır, tarifini güzelce okuruz. Aynı tadı yakalayabilmek için bazen 5 bazen 10 defa aynı şeyleri tekrarlarız. Sonunda o tadı yakaladığımızdaysa yorgunluğumuz bitiverir, çabalarımız anlamlı bir sonuca ulaşmıştır çünkü. Daha sonra da bu başarı öykümüzün yayılış süreci başlar. Başarmanın vermiş olduğu hazla, sevdiklerimize anlatırız, tarif ederiz ve bu işin ne kadar zor olduğunu üstüne basa basa yineleriz.
Çabalamak, hedefe varana kadar çabalamak. İşte, başarılı olduğunu düşündüğümüz her durumun arka planında bu sır yatıyor. Gerçekten o çaba gözünü korkutmayanlar, her şeye rağmen vazgeçmeyenler, kolay olan dururken zor olanı seçenler, ertelemeyenler başarıya ulaşıyor. Sonuç kolay değil. Kolay olan bir başarı olabilir ama zorlukla taçlandırılmamış başarı bizi tatmin etmeyecektir. Aynı şeyi tekrar tekrar yapmak başarı değil. Başkaları tarafından denenmemişi deneyebilmek, deneme cesareti gösterebilmek başarıdır. Adım atmak bir başarıdır. Ancak tek bir adımla varılmak istenen noktaya ulaşmak mümkün değildir. Belki başlangıçta tek bir adım yeterli gelecektir ama dahasına ulaşabilecek potansiyel varken daha azı neden?
İşte bu video kafamda buna benzer pek çok senaryo yaratıyor. Sadece bu videoyu izlerken de değil. Serdar Kuzuloğlu’nun Zihnimin Kıvrımları podcast serisinde yaptığı araştırmaları, açıklamaları ve yorumlarıyla birlikte dinlerken de, Nilay Örnek’in Nasıl Olunur podcast serisinde katılımcıları hakkındaki araştırmalarını derinlemesine yapmış olduğunu fark ederken de, Filenin Sultanları aylarca vermiş olduğu çabayla Tokyo Olimpiyat Oyunları’na gitmek için girdiği mücadeleleri kazanırken de, Tesla yeni projelerini başarılı bir şekilde uygulayabildiğinde, ekibin arkada başarılarını kutlarken yüzlerindeki o sevinci izlediğimde de bu duyguyu hissediyorum.
Kafamızdakileri nesnelliğe kavuşturabilmek, hepimizin emeli. Bu uğurda yapılanlar ise çok kıymetli. Yolumuza anlam katabilmek ise bu kıymet sayesinde oluyor.
Varışı kolay olan yolu değil, kafamızdakileri dışarı vurmak için kurduğumuz yolu açabilmek dileğiyle…
Leave a Reply