İzle, Düşün, Sorgula 1 – Usta Bir Erteleyicinin Kafasının İçindekiler

Merhabalar.

Gün içerisinde farklı videolarla karşılaşıyorum ve elimden geldiğince bu videolardan edindiğim bilgileri kendi düşüncelerimle harmanlayarak sizlerle paylaşmaya çalışıyorum. Şimdi de bu yazıları bir seri haline getirmeye karar verdim. Sizlerle arşiv sekmesinde paylaşmaya devam edeceğim.

Serimizin ilk videosu çokça bildiğimiz ve yakındığımız bir konuyu araştıran blog yazarı Tim Urban’dan geliyor. Konumuz: ertelemek. Gün içerisinde pek çok işimizi erteliyoruz. Kimisi günlük işlerimiz olurken kimisi de amacımızı gerçekleştirmek için kendimize verdiğimiz hedeflerimiz oluyor. Farkında olarak ya da olmadan kapıldığımız bu durum bence bir hastalık ve maalesef çoğumuz bu hastalığa yakalanmış bulunuyoruz.

Tim Urban bu videoda erteleyen ve ertelemeden işlerini düzenli olarak gerçekleştiren iki kişinin beynini kendi perspektifinden yorumlayarak yorumlarını bizlerle paylaşıyor. Oldukça esprili bir şekilde gerçekleşen bu sunum aslında yaptığımız hatayı olumsuza odaklanarak değil de daha pozitif bir şekilde yaklaşarak onu çözebileceğimizi de gösteriyor bizlere. Ertelediğimiz tüm o işleri “Nasıl yapamadım ben bu işi!” deyip hayıflanarak değil de bir daha ertelemeye başvurmadan “Nasıl zamanında bitirebilirim?” sorusuna odaklanmak bizi nihai ve doğru çıkışa ulaştıracaktır.

Videoda bahsettiği diğer bir durumdan bahsetmek istiyorum: Hayatımıza tanınan sayılı kutucuktan.  Aslında çoğumuz bu durumun farkında olmadan ilerlemeye çalışsa da bize tanınan zaman kısıtlı ve biz sanki bu zaman sınırsızmış gibi davranmaya devam ediyoruz. Bugün ertelediğimiz her iş kutucuğumuzdan 1 günü belki de 10, 20, 365 kutucuğu karalamak anlamına geliyor. Belki bu açıdan bakmak biraz karamsar olsa da silkelenmemize fayda sağlayacaktır.

Kendimize verdiğimiz hedefler amacımıza ulaşmaya fayda sağlayabilir. Ama öncelikle sorgulamamız gereken diğer bir konu da hedeflerimizi daha kısa sürede yapabilecekken daha uzun süreye yaymamız olabilir. Ulaşma süreci her zaman sancılıdır ama daha kısa sürede aynı yolu alabilmek kısıtlı zamanımızda kendimize olan güveni sağlamlaştıracak, 5’i hedeflerken 10’a ulaşmamızı sağlayacaktır. O yüzden neden kendimize 5 yıl hatta 10 yıl hedefi veriyoruz ki? Süreci doğru yönetirsek 5 yıl sonra kendimizi gördüğümüz yer x olacakken neden 2x olmasın? Her şey bizim elimizde. Ertelediklerimiz 5 yılı 15 yıl bile yapabilir. Kutucuklar yeterince dolmadan toparlanma vakti. Bahanelere sarılmadan, çeşitli laflarla kendimizi kandırmadan önce düşünelim. Çünkü bilmeliyiz ki başarılı olanlar kendi bahaneleri doğru yönetebilenlerdir. Şimdi, soruyoruz kendimize. Sürecimizi nasıl daha verimli hale getirebiliriz? 10 kutucuğa çarpı atmadan 5 kutucuğa çarpı atarak amacımıza nasıl ulaşabiliriz? Kendi kafamızdaki ‘Daha zamanı var’ duvarını nasıl yıkabiliriz?

Cevaplama sırası sizde. Umarım bu video, kendi panik canavarınızla  tanışmadan toparlanmanızı sağlar. Çünkü her an kutucuğumuzun doluluk yüzdeleri artıyor. Şimdi karar verme zamanı: Şimdi mi yoksa yarın yaparım mı?

Advertisement

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s

%d bloggers like this: