Yüzleşme 16 – Hayatı Revize Edebilmek

Uzun süredir yapmak istediklerim ve yaptıklarım arasında bir bağ bulmaya çalışıyorum. Yaptığım işlerin sonucunda mutlu oluyorum ama o işi yapmak için kendimle ağır bir savaşa girmem gerekiyor. Ortaya çıkan sonuç bazen beni tatmin etse de çoğu zaman bundan emin olamıyorum. Yine de çok zorlanıyorum o işi yaparken. Yapmak zorunda değilim ama onu yaparsam mutlu olacağımı biliyorum.

Huyum değildir, direkt olarak konuya girmişim. Belki de bu yazı da kendimle verdiğim ağır savaşın sonucunda ortaya çıktığı içindir. Yazmam gerektiğini bilmeme rağmen sadece yeni Word dosyası oluşturup neyse yarın yazarım diyerek sürdürdüğüm bu savaşta açılan Word dosyalarının silinmesiyle son bularak bugünlere geldim. Nasıl oldu bilmiyorum ama yayınlanana kadar da savaşı sonlandırdığımı düşünemeyeceğim.

Neyse, gelelim konumuza.

Başlığımıza can katan hayatımızdaki çöplere.

Bu cümleyle 2 gün önce tanıştım. Ayhan Sicimoğlu Tuhaf dergisine verdiği bir röportajda şu şekilde bahsetmiş hayatımızdaki çöplerden: “Zamanımız bu kadar kısıtlıyken çözüm şu; öz bilgiyle, konsantre işler yapmak. Hayatımızı saran, hareket alanımızı kısıtlayan çöp bilgilerden arınmalıyız. Herkese tavsiyemdir. Hayatınızdaki çöplere derhal savaş açın!”

Eminim hepimiz, hayatımızda Ayhan Sicimoğlu’nun bahsettiği çöplere sahibiz ve belki de onların farkında bile değiliz. Belki de benim yapmak istediklerimi yapabilmek için verdiğim mücadeleye harcadığım zaman bir çöp. Hatta belki değil şuan gerçekten eminim çöp olduğuna. Çünkü zamanın boşa giden her anı nefes aldığımız anların çöpüdür. Oysaki farkında olmadan ne kadar da çöp biriktiriyoruz. Ki zaman şimdiyi de geleceği de, yaptıklarımızı, yapacaklarımızı ve yapmak istediklerimizi etkileyen büyük bir çöp kamyonudur.

 

Yaşam, büyük sandığımız ama küçük anların toplamıdır. Bu küçük anları değerli kılacak olan da yalnızca bizleriz. Yaşamımızı ve yaşamımızı çöplerle dolduran her şeyin sebebi biziz. Bu nedenle birkaç söz daha paylaşmak istiyorum sizlerle.

 

Bu sözler de Paulo Coelho’nun Veronika Ölmek İstiyor kitabından alınmıştır.

  • “Şu anda seçeneğim olsaydı, her günümün aynı olmasının nedeninin kendimin olduğunu daha önceden fark etmiş olsaydım belki..”
  • Dünyadaki herkes gibi, mutlu olmak için başkalarına ihtiyaç duyan biriydi.
  • Tüm tanıdıkları onu gıpta edilecek bir kız gibi görürlerdi. Ama bu görüntüyü sağlamak, kendisi için yarattığı bu imaja uygun davranmaya çalışmak hemen hemen tüm enerjisini tüketmişti.
  • Bir gün buradan çıkacak olsaydım, delilikler yapma fırsatı sağlayacaktım kendime. Aslında herkes deli, en deliler de deli olduğunun farkında olmayanlar.
  • Sence yaşamı kavramaya çalışmak gerçek bir sorun değil midir?
  • Kimsede fazlası yok ama şimdiki zaman ise her zaman kısadır. Tabii bazı insanlar, bir sürü şey biriktirdikleri geçmişleri ve daha bir sürü şey biriktirecekleri bir gelecekleri olduklarına inanırlar. O başka!
  • Sizler de aynı şeyi yapabilmelisiniz. Deliliği elden bırakmadan normal insanlar gibi davranın. Farklı olmak riskini göze alın ama bunu fazla dikkat çekmeden yapmaya çalışın.
  • Gerçek ben= içindeki sen, başkalarının biçimlendiremediği sen.
  • Herkes hayal kurar da yalnızca pek az kişi gerçekleştirebilirse, hepimiz korkağız demektir.
  • Temelde, hayatta başımıza gelen her şey kendi suçumuz, başka kimsenin değil. Bizlerin başından geçen zorlukların pek çoğu başkalarının da başından geçiyor ama onlar tamamen başka tepkiler veriyor.
  • Taştan fışkıran bir pınar ol, suyu tutan bir kuyu olma.

 

 

Belki, kitabı okumayanlar için, belli bir şey ifade etmiyor alıntıladıklarım. Ama eminim ki, okumadan da elimizde bir konu bırakacak cümleler bunlar.

Sebebi bulduğumuzu düşünüyorum(kendimiz), ee sonuçta da bir sürü çöpümüz olduğunu yazının en başında belirtmiştik. Şimdi neden duruyoruz? Durduğumuz her an bir çöp bıraktığımızı bilerek hem de. Şu kısacık hayatımızı çöplerle doldurmaya niyet etmediysek şimdi hareket vaktidir. Her günü aynı yaşayan büyük zarardadır diye bir söz vardı. Nereden duydum hatırlamıyorum. Ama düşününce ne kadar da doğru!

İşin ilk günlerinde hep kendimi başkalarıyla karşılaştırmıştım, benden senelerce daha deneyimli olan kişilerle. Sonra değer verdiğim bir büyüğüm bana, kendimi başkalarıyla değil bir önceki günümle karşılaştırmamı söylediğinde bunu sadece iş için değil hayatımın her alanında kullanabileceğimi fark ettim. Ve bu süreçte bunu uygulamaya başladım. Artık bazı şeylerde hala yetersiz olduğumu bilsem de daha motive hissediyorum kendimi ve daha sıkı sarılabiliyorum işime. Yeni şeyler öğrenme hevesimi de korumuş oluyorum böylece.

Şimdilik benden bu kadar. Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle…

 

Advertisement

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s

%d bloggers like this: