Günlerin nasıl geçtiğini anlamadığım bir şekilde hayatımı sürdürürken bir ayı daha geride bıraktık. Tabi yeni bir ay, geçen ayın verimliliğini irdelemek ve yeni bir ay için yeni planların doğması demek bana göre…
Yeni bir aya bu yazıyı yayınlayarak başlamak istemiştim ama şimdiden bile bu planımı 2 gün ertelemeli şekilde gerçekleştiriyorum. Neyse, negatif durumları arkamıza alıp kalan 27 günümüzü planlama ve uygulama vakti!! 2019’u mümkün olan en verimli şekilde kapatma vakti!!
Size, daha önceki bir yazımda planlarımı OneNote üzerinde gerçekleştirdiğimi anlatmıştım. Hala aynı düzende devam ederken, bu uygulama ile birlikte hayatıma yerleşen bir terimi daha doğrusu bir cümleyi fark ettim: “…. Hedefe Bir Tik Daha”
Bu cümleyi bu sene o kadar çok kullandım ki her işaretlenen tik ile birlikte motive olma oranım da o düzeyde arttı. Yanına tik atamadığım hedeflerimi bir sonraki gün tiklemek için erteledim. Aynı şekilde bu ay gerçekleştiremediklerimi bir sonraki aya ertelemeyi başardım. Muhtemelen yıl içinde gerçekleştirmeyi başaramadığım hedeflerimi de bir sonraki yıla erteleyeceğim.
Biliyorum, bu tik sayısının fazla olması gün içinde yapmış olduğum işlerin fazlalığını bana göstererek aslında bende, gün içinde zannettiğim kadar boş olmadığım etkisini uyandırıyordu. Zaman içerisinde en küçük işlerimi bile buraya ekler hale geldim, maksat tik sayısını arttırmaktı. Evet, bu motivasyonu arttırmıyor diyemem ama geçen 10 ay için şöyle bir yorum da yapabilirim kendim için: Önemli olan tik sayısı değil, gerçek hedeflerine ulaşıp ulaşmadığın.
2 gün önce ekim ayını değerlendirirken izlediğim videoları, belgeselleri, okudum kitapları ay sonu değerlendirme formuma iliştirirken yüzleştim bu düşünceyle aslına bakarsanız. Değerlendirme anına geçmeden önce o kadar mutsuzdum ki. Çünkü verdiğim aylık hedeflere ulaşamadığımı gayet iyi biliyordum. Ancak tiklerin görselliğini bir sayıya vurduğumda tahmin ettiğimden çok daha fazla işi başarmış olduğumu gördüm. Bu beni biraz da olsa güvende hissettirdi. Demek ki o kadar da kötü değilmişim dedim kendi kendime. Ama derinlerde bir yerde bunun beni çok da tatmin etmediğini biliyordum. Yani ne yaparsam yapayım, o ertelediğim işler tik sayısını arttırıp azaltmasa da hedeflerimin azalmasına neden oluyordu. Çünkü hedeflediğim sürede hedeflediğim şeyleri yaparak, onların yanına tik atamamıştım. Bu da her gün, her ay bir basamak geride kalmama neden oluyordu.
Doğru olan tik sayısı değil, belki de doğru hedefin yanına bir tik atmaktı. Ayda sadece bir tik’e sahip olsan bile hedefine bir adım yaklaşmaktı. İşte, ben bu 10 ayın sorgusunu bu şekilde yapabildim kendim için. Belki 10 ayda çok şey tikledim, bunların çoğu hedefime yönelikti. Çoğu da tamamen farklı alanlarda yapılan şeylerdi. Sadece motivasyon kaybı yaşamamam içindi.
Kısa süreli motivasyonlar bizi iyi hissettirebilir belki ama motivasyon kaybı yaşayıp o aya tutunmak daha önemlidir. Motivasyon kaybı yaşamamak için, farklı şeyi tikleyip sayısını arttırmak bir nevi vicdan rahatlatmaktır. Vicdan rahatlatmak, bir işten kaçmak için yapılabilecek en güzel yöntemdir. Ancak sadece kendimize yaptığımız iyi bir oyunculuktan ibarettir. Günü kurtardığımızı düşünürüz ancak geleceğimizden bir parça çalarız. O yüzden bir şey başarmak istiyorsak, kendimize karşı oluşturduğumuz o vicdanı bir süre dinlememek en iyisi olacaktır.
Ertelemeden, doğru hedefleri, doğru şekilde tiklemeniz dileğiyle…
Leave a Reply